Upuzun bir süredir bir olayı gerçekleştirip gerçekleştirmeme noktasında gidip geliyorum. Bir yarım yap yap yap derken diğer taraftan bi baloncuk çıkıyo beynimin içinde hayyyyyııırrrr hiç etik diiiiiilll diye bağırıyo. Aslında olayın etik boyutunu duyarsanız eminim gülersiniz o yüzden hiç anlatmıycam.
Tek yaşamanın en büyük artılarından biri yemek kültürünü geliştirmen. 4-5le sınırlı yemek bilgim 25i bilen açtı burayı bir yemek bloguna dönüştürmem an meselesi. Bide çok pratik oldum sanırım artık ben: Yaşasın:)
Bugün harika bir olay oldu. Kaymakam bey okulumuzdaki problem için geldiğinde aramızdaki tanışlıktan cesaret alarak ona derse girip ingilizce konuşmayı teklif ettim. O da kabul etti ve o kadar işinin arasında bize zaman ayırarak 1 saat pıncırlarımla İngilizce muhabbet etti. Keşke heryerdeki kaymakamlar o kadar geniş görüşlü olsa. Çocukların kafasındaki kaymakam anlayışı ne kadar değişikse hepsinin kaymakamlıkla ilgili nötrden olumluya dönüştü biran. Kendisine burayı okumayacağını bile bile bi kez daha teşekkür ediyorum ...
2010 benim için farklı bir yıl olacak hissediyorum:)
Pastırma yazı seni çok seviyorum. Mümkünse gitme hemen ...
Bu arada burdaki renkleri görmeniz lazım rengarenk oldu heryer. Kırmızı , sarı, turuncu, yeşil.... Zaten baharda görülmesi gereken 10 yerden birirmiş Borçka ama güneşli günlerde...
Beni istisnasız, yazsam da yazmasanda okumaya gelen 15 civarı bir okuyu kitlem var. Çok teşekkürler size ya:) Birkaçını tahmin ediyorum ama hepsini bilmek istiyorum lakin blog arkadaşlarımdan biriyle son İstanbula gidişimde tanıştım:) Çok güzel bir duygu... Sözün özü sürekli takipçiler yorum bırakın!!!! İrtibata geçelim:)
Mutlu kalın ...