Wednesday 22 September 2010

YEK

27 yaşında öğrendim tavla oynamayı!:) Uzmanlaşıyorum gün be gün pratik yaparak. Sevdim.

Bir ayda hayatıma 200ü aşkın insan girdi ve ben 180 tanesinin ismini 3 günde ezberledim.

Okulum tam benlik. Hergün alemlere akma söz konusu.

Geçtğimiz hafta 'konsey' pekmez yapımı ve ceviz çırpımı için toplandı. Çok çalıştığımız ama çok eğlendiğimiz bir hafta sonu oldu.

Yukardaki elma ağacı rahmetli dedemin eseri . Bir tarafında golden diğer tarafında starking:) Elma çeşitlerini de bayağı öğrendim bu arada. Jeneton, amasya, golden, arapkızı, starking hepsini görüp koklayıp koparmak ve tatmak çok güzel bi duygu. Nur içinde yatsın dedem...

Monday 13 September 2010

Eylül 2010

2010 yılının en sevdiğim ayı oldu Eylül. Belkide hayatımda bir ilk bu! Genellikle istemeyerek gitme telaşı, okul telaşı, kalabalıktan yalnızlığa alışma süreci olurdu Eylül.12 Yıldan sonra ilk kez sabahları kalktığımda kahvaltım hazır çayım konmuş oluyor! Muhteşem bi duygu bu. Anlatılmaz yaşanır cinsten. Isspanaklı börek canım istedi dediğinde akşam sürpriiiizzzz diyerek önüne konulan ıspnaklı böreği yemek de çok garip. Genelde okuldan gelince ne canım istiyor değil ne çabuk pişirilir derdinde olurdum. Artık bir süreliğin de olsa öyle bir düşüncem kalmadı:) Velhasılı şuanda halimden oldukça memnunum. Ulaşım dışında. Onu da bir vosvosla(!) hallettimmi tamamdır.

Bu arada ben Almanya - Arjantin maçına da gittim.  Kayseride Dünya Basktbol Şampiyonası düzenlendi de ben gidemedim demiycem en azından:) Bizim zamanımızda Bi Delfino ve Scola vardı derim artık:)

Onun dışında 50 tane yepyeni filmim oldu. Coen kardeşlerinki ve Sherlock Holmes da dahil buna. Çok heycan verici. Hergün bi tane izlesem -ki izleyemem- 1buçuk ay götürür beni.

20sini iple çekiyorum ve yeni okumunun Demircileri aratmamasını umuyorum bunun çok düşük bir ihitimal olduğunu bile bile...