Friday 29 February 2008

Öteleme

Aslında farklı bi anlama gelen bu kelimeyi ben yapmam gereken şeyleri ileri tarihlere attığımda kullanıyorum. Bişeyi ötelediğim an bundan zevk alıyor, sonra pişman oluyor ötelediğim anda da yapmıyor öteliyor da öteliyorum yani uyuzluk ve tembellik yapıyorum. Bundan nefret ediyorum. Kısacası şirin görünmekle birlikte kötü bişi aslında öteleme yapmayın!!!

Kıssadan hisse: Bugünün işini yarına bırakma :)

hadi

Wednesday 27 February 2008

Ayşe'CİK'



Hayır bu kişi eski türk filmi karakteri ayşecik diil, resme bakıp aldanmayın erkek de diil:)
Ewt bu kişi rolleri ara sıra değişsek de ablam, 3 yılda ejlehor, yavru, katip, kuş, kuzu, karagülle gibi bilimum garip adları başta bana ve kendine olmak üzere etrafındaki herkese ismi yerine kullanmayı seven (ki kendisine rapunzel ve kalimeroyu uygun görmüştür ama ona kısaca yoyo gülü de diyebiliriz aslında:P) , borçkaya geldiğimde tanıştığım ilk öğretmen, hemşo, sınırsız macera adamı, en salak anlarıma tanıklık etmiş yegane insan, hayatımda 'çok fazla iyisin biraz da kötü ol' dediğim ilk ve sanırım son olacak kişi, ağlayan insan gördüğünde yelkenlerini suya indiren melake(ayşecik dehşet reklam yaptım bilmiyom yani), kalabalığı seven ama çabuk sıkılan, bazen extra extra ince düşünceli olmasıyla beni sinir edip 'ohaaaa' dedirten uyuzuk, hayatındaki enn diye niteledilerine sonsuz güven verip sonsuz güvenen, odasının şeklini haftada bir değiştiren sıkkın karakter,çılgın, yeni kararlar almasıyla ve uygulayamamasıyla ünlü insan, 'ya biz nası bu kadar farklı karakter ve zevklere sahip olmamıza rağmen anlaşabiliyoruz' dediğim 3 yıllık ev arkadaşım(müzikten tutun damak tadına, renklerden tutun zevklere kadar nerdeyse zıtız) ...

Bana hayata dair biçok şeyi öğrenmemde yardımcı olduğun ve beni bi ev arkadaşından ve bi abladan öte bi tavırla koruyup kolladığın , savunduğun ve güvendiğin için TEŞEKKÜRLER... Senin en sevdiğin şarkılardan ve şarkının adının 'Ayşem' olduğu için(Gerçi şarkıların çoğu ya ayşeye ya leylaya ya emineye yapılıyo bi tane de bukete yapın ölürmüsünüz!!!)


Bana ev arkadaşımı deşifre etmem konusunda mailboxımı dolup taşıran, telefonlarımı kitleyen hayran kitlem rahatladınızmı? Mutlu musunuz?

Cikim ya sen?:)

Saturday 23 February 2008

Word of the Week 'PURGATORY'

Word of the Week benim gelecek hafta okulda uygulamaya başlayacağım köşe.
Purgatory Alanis Morissette'in enn sevdiğim şarkısı olmakla birlikte üstünde yazı yazmayı düşündüğüm ama konuyu nası toplayacağımı da pek kestiremediğim kelime....

En küseli önce şarkıyı dinletmek;


Purga tory araf- araf yapmak anlamında ve bukelime hemen hemen her dinde farklı anlama geliyor. Genel anlamda öldükten sonra cennetle cehennem arasında beklenilen yer olarak tabir edilse de dinlediğimiz şarkıda, dolaylı olarak hristyanlıkta günahlardan arınma anlamına geliyor araf yapmak. Ha eğer araştıracak olursanız daha farklı manalar ve kullanımlar da bulmak mümkündür.

Lakin hayatımda bu kelimeyi şarkı söylerken kullanmanın dışında sadece Sümela Manastırına yağmurlu bi günde tırmandıktan sonra manastırın pencerelerinden birinden aşağıya baktığımda 'Aman allahım burası araf gibi' diyerek kullandığımı hatırlıyorum. Çünkü rengarenk çiçekler ve yeşillik gitgide bembeyaz bulutların arasına gömülmüştü ve inanılmaz bi görüntü vardı. Yani benim beynimdeki sonsuzluk ve ara yer tanımı tam orası içindi. Somut şekilde bunu görmek de hem korkunç hem etkileyiciydi...

En hoşuma giden tanımı da ekşi sözlükte yapmış muğlak rumuzlu arkadaş ki en son noktayı da bununla koyayım;

iki arada bir derede bir tuhaf mulemmalı dilemma:)

mutlu kalın!

Friday 22 February 2008

Ölümün sessiz çığlığı

Edvard Munch'e ait bu resim. Ve adı 'dead mother'. Çığlık temalı çok fazla resim yapmış rahmetli ama ben bu resmi gördüğümde tüylerim tiken tiken olmuştu.İlk bakışta çok fazla şey anlatmıştı bu resim bana. Çocukken ve bazen şimdi bile bişeylerden çok korktuğum ve üzüldüğüm zaman ben de elini kulaklarına koyanlardanım. Psikolojik açıklaması nedir ne değildir bilmiyorum ama burda hissedilen bi çığlık var. Ve bi çocuğun duyabileceği en acı çığlık olsa gerek. Kimseye elini kulaklarına koyduracak bi korku, acı ve çığlık duyurmasın hayat...

Monday 18 February 2008

Tezat

Ciddi ciddi çok garip. Ülkenin her yerine şakır şakır(!)kar yağarken buraya yağmur dahi yağmıyor.Yurdum insanları kar tatili yaparken biz günnük güneşlik havada okula gidip geliyoz. Garip ve tezat:)

Biz de kar istiyoz!!! Biz de kar istiyoz!!! O köprüden kayıp düşmek pahasına bile olsa:)

Edit: Bugün buraya da yağdı:) Başka bişey dilesem olucakmış:):P Sabah kalkıp baktığımda hertaraf bembeyazdı...

Saturday 16 February 2008

Top 250


Mustafacım ara tatilde izlememiz için filmler getirmişti. 'ablaaaaa bunnarın hepsi imdb'de ilk 250 de' diince babam hemen 'O zaman çok b.ktan fimler diye yapıştırdı lafı:) komik insan:) sonra ona durumu oscar ödülleriyle karıştırmamasını istedik. Ama o yinede top 250 filmi diil de ,

The Last King of Scotland'ı tercih etti . Uganda'nın gaddar diktatörü İdi Amini anlatan film ciddi anlamda çok iyiydi. Çok objektif ve etkileyiciydi. Kesinlikle tavsiye edilir!!!

Donnie Darko diye bir top 250 filmi izleme gafletinde bulundum bide. Tam iki hafta rüyamda o iğrenç tavşan kılıklı herifi gördüm. yan tarafa bakarsanız ne kadar haklı olduğumu anlarsınız.Tavşanları sevemez oldum ben bu film yüzünden ya!!! Zamana yolculuk filmiymiş. Ekşideki yorumlarda ööle yazıyodu ama nereye çekersen gelir bu film türü.Çünkü mustafa da bende farklı yorumalr çıkardık. Sevilebilir...

The Notebook var bide ard arda 2 kez izledim filmi. Tek kelimeyle süpperdi... Mutttllaaakkaaaa izleyin izlettirin. Romantik-dram ...Herkesin beğenebileceği türden ...

Bunlardan sadece donnie darko top 250 de ama bunlardan en kötüsü de donnie darkoydu. burdan ne çıkarıyoruz? Babam bu sefer (de) haklıydı:)

Wednesday 13 February 2008

Nefes Kesen Anlar

Altta yazdığım şeyler Ümitin mimlemesi sonucu ortaya çıkmıştır...Mıtlımısın ? :)

'İşte Bunlar' Listesi

-Nil veya Alanis Morissette'le düet yapmak veya Alanis veya Yann Tiersen konserini en önden izlemek...

-İtalyayı bi yandan gezerken diğer yandan şakır şakır italyanca konuşabilmek...

-Hayal ettiğim ülkelerin hepsini birer birer gezmek,

-Babam kadar iyi araba kullanmak,

-Martina Hingis kadar iyi tenis oynamak,

-İdeal Kiloma inmek,

-Aşık olmak-olunmak...

Yapmayı neden beklediğimi bilmediklerim

-Uyuz gözlüklerden kurtulup lens almak

-Kredi kartımı iptal ettirmek. Baş belası yaa!!!

Bir daha dünyaya gelsem ve seçme şansım olsa,

-
Uluslar arası ilişkileri bölümünü okumak ve tamamen insan ilişkileri ve dil ağırlıklı bi meslek yapmak,

-Üniversitede basket takımında oynamak,

-Müzik eleştirmenliği yapmak,

-Gitar çalmak,

-yine aynı anne-baba -kardeşe, aynı aileye ve aynı dostlara sahip olmak:)

İSTERDİMMMMM...


Baran, bilge ve sevgili örtmenim Mustafa Ender mimledim sizi!!!


2:14= Sevgülüler günü= St. Valentine's Day

Bu konuda yorum yapmıyorum nedenini de söölemicem (gerçi zeki olamaya gerek yok tahmin etmek için) ama çalmakta olan şarkıyı sevgülüler günü adına sevgülüsü olan olmayan herkese hediye ediyorum. Sözleri de şarkı kadar tatlı ve anlamlı...

"John 2:14"

It's so romantic
The neighborhood's littered with white gloves
The flowers were hand picked
They're taping up paper doves

And it's hard to think
When everything's red and pink
It's hard to eat
When everything's sweet

I guess it's just the perfect time to send some roses
And touch their noses
And buy them things
Because it's such a tender time for all the ladies
With all those babies
Wearing their wings

Could you be mine
And hot-stuff and maybe and foxy and fine ?
Swallow your red-hots
And order the fancy wine

And if you please
Just bring me some honey I'll send for the bees
You throw your rice
It feeds the mice

I guess it's just the perfect time to send some roses
And touch their noses
And buy them things
Because it's such a tender time for all the ladies
With all those babies
Wearing their wings

You've gotta run
They hate it when you're too quiet
And it's always fun
To close up until they buy it

I guess it's just the perfect time to send some roses
And touch their noses
And buy them things
Because it's such a tender time for all the ladies
With all those babies
Wearing their wings

(şarkının adına bakınca şarkının bu günle alakasını anlamak zor diil zaten...)Böhüüüü...

Happy valentine's day!!!!

Tuesday 12 February 2008

Borçka 1970-2007

1970 yıllarından kalma bu kartpostalı Borçkalı arkadaşı Filocuğumun annesi bircan teyzeye yollamış. O da bana yolladı...Alttaki fotoğrafla arasındaki 7 farkı bulana Borçakada Çoruh nehrine nazır 3 gün 2 gece konaklamalı tatil hediye...heheh. Benim evimde yani...:)



Bu yeni haliii...Şirin demi...

Monday 11 February 2008

Gülün diye...



o profesyonelmiş gibi kayan pembeli benim:) Şaka gibiydi walla...

fondaki gülüş efektinin olayın komikliğine katkısı yadsınamaz tabiii... Ne küsel gülüyon sen mıstıkım:)(şaka )

Monday 4 February 2008

Erciyes - Kayak


Tüm zamanların en eğlenceli etkinliği sıralamasında bana göre kesinlikle ilk 5e girebilecek bi etkinlik gerçekleştirdim. Adını yazmıyorum bile.. yapıldığı gün accaip eğlenceli gelen bu etkinlik ertesi gün insanı acılar içinde ve mosmor ortada bırakıyo. Ortada bırakıyo diyorum çünkü ne merdivenden çıkabiliyosunuz nede kolunuzu kaldırabiliyosunuz...(benim gibi acamiler için bööle bu)

Düşüp kalkmaktan pek kaydığım söylenemez ama en çok (kardeşimin duyumlarına göre) lüzumsuz bi şekilde pistte bekleşen teyzelerin 'çekiliiiiiin pempeli kız geliyo çarpacak şimdi ' dediklerine sinir oldum :) orda ööle dururlarsa hiç bişi yapmadan çarparımda ezerim de.. alla alla...

Bide 5 yaşındaki veletler vızır vızır kayıyodu ben düşüp kalkerken sinir oldum walla...

Çok alakasız olucak ama yeni bişey öğrendim buraya yazmak istiyorum ne zamandır. Timsahlar yumurtadan çıkan yavrularını yedikten sonra gözyaşı dökermiş. Bu yüzden timsah gözyaşları derlermiş... Harbiden çok şerefsiz hayvanalrmış bu timsahlar buna kanaat getirdim...

Aklıma crocodile dandie geldi ve ortaokuldaki WOW (window on the world) kitabı...Sahi öldümü o adam acaba...

Çok fazla şey yazmak isteyince bööle oluyo işte...

Tatilde olanlara iyi tatiller, tatilde olmayanlara iyi çalışmalar. Her sömester ve yaz tatilin de bi kez daha anlıyorum mesleğimin kıymetini...:)

Saturday 2 February 2008

thanku thanku thanku

1 haftadır bloğuma hiç yazı yazmamama rağmen merak edip beni hergün ziyaret eden kişilere teşekkür ederim. Statdan takip etmeye çalışıyorum, az çok kim olduklarını da tahmin ediyorum mutlu oluyorum.

Teşekkürü üstüne alınanlara; musmutlu ve sağlıcakla kalın!!!

Öleesine gelen kişiler; mutlu kalın:)