Wednesday 27 May 2009

Fatih Terimin parmağı

Ayşecik bugün haberleri izlerken heryerde Fatih Terimin parmak haberiyle karşılaşınca yaptığı yorum: 'Millet hastalıktan kırılıyo adam tek parmakla ortalıkta dolaşıyo...cık cık cık'

Yorumu destekliyorum:)

Yazacak çok şey bulamamın sebebi rutinlik. Bugün Twilight olarak da bilinen ALACAKARANLIK filmini izledim. Bende vampirlerin safına geçebileceğimi düşündüm:) Bahardan olsa gerek:)

Bu haftayı 7 sınav yapıp 150 kağıt okumuş ve o notları e-okula girmiş olarak kapatmayı planlıyorum. Planların içinde Lara Fabian'ın Je Taime şarkısını ezberlemek (nedeni yok-uğraş) 2 tane haftasonu pikniğine organizetörlük yapmak ve saksı boyamak var:)

Çok yoğunum çok.


Ha bide yeni yeni atlattığım bi kendimi salak gibi hissetme durumum var. Feysbukta hacklenmemle ilgili. İğrenç bi duyguymuş ya. Nedensiz bi şekilde çok utandım...

hadi...

Saturday 23 May 2009

Kimppu*

Günlerden Cumartesi ve üst komşuda tadilat var. Zarrrrrrrr zarrrrrrrr deliyolar da deliyolar hem duvarı hem beyinleri. Ben de bi yandan copy paste yöntemiyle ordan burdan beğendiğim soruları wordde hazırlarken o iğrenç gürültüye maruz kalıyorum. Allahtan 12de başladılar...

Hava bozuk. Ama zaten çok işim var dışarı çıkmıycam o yüzden farketmiyo.

Annem Salı günü gitti. Ama oldukça iyiyim:) Vidalarımı iyi sıkılamış annem. Babam bu durumun üstüne bu yorumu yaptı.

Geçtiğimiz çarşamba 5 kmsi patikadan olmak üzere 10 km yürüyüş yaparak Aravet yeni adıyla arkaköye çıktık. 5 defa .öt üstü düştüm bi tanesinde çalılıklara takılıp yuvarlanmaktan yırttım. yani ben ölü de olabilirdim. Şimdi böyle annatınca pehhhh dersiniz ama resmen başka yerimden soludum ya. Dizlerim tir tir titredi walla o denli tırstım. Morluklardan ve kıyafetimdeki yırtıklardan bahsetmiyorum bile...

Annemi uğurladıktan sonra Dedemin yanına uğradım Kemalpaşaya. Yılın ilk kirazını ağaçtan topladım. Bissürü limon fotografı çektim. Hatta yukardaki limon çiçeğini desktop yaptım.

*Fincede Buket

Wednesday 13 May 2009

Güneşşşş noolur gitme uzun bi süre!!!

Fotoğrafı Sony Cybershotla çektim. Rabişçim anaokulu öğretmeni, 26 yaşında , çok becerikli ve bekar bi şirine:) Herhangi bi durumda Bana ulaşın:))) Şaka bi yana o gerçekten muhteşem bi insan...Annemin fikri....

İl dışı tayinler açıldı bugün. Gün boyu berbat hissettim kendimi. İstanbuldan başka biyer açılmadı yine... Bu kadar çarpık bi düzenin parçası olduğum için çok sinirleniyorum bazen. Simgecim Artvin 1cisi olmuş:) Düzeldi moralim o yüzden.

Birsürü şey var yazıcam yazıcam diip de yazmadığım... Yükmüş gibi hissediyorum omzumda. Bi daha yapmıcam . Bundan sonra aklıma ne gelirse onu yazıcam. O kadar.

Sunday 10 May 2009

ANNELER GÜNÜ


CANIM ANNEM;
Anneannem
Nurşen yengem
Rabişçim teyzoşçuğum
Sevgi teyzem
Fatma teyzem
Aysun
Serpil
Eliş
Esengül
İlmoş
Havva Teyzem
ve aklıma şuan gelmeyen ve şuanda bu satırları okuyan bütüüüüüün annelerin anneler günü kutlu olsun... Hepsi her daim çocuklarıyla gurur duysun...

Bu arada resimdekiler annem ve ben... Annem 22 ben 2 yaşındayken... 1985...

Erken doğmuşum ben

Hayır atılan başlık pişmanlık diil, karşı koymak da diil ama ben gerçekten 5-6 yıl daha geç doğsaydım daha şanslı olacakmışım gibi geliyo. Yani bööle gıptayla bakıyorum onnarın sahip oldukları imkanlara... Aç gözlüyüm aç...

Genç mikrofon yarışmasını izliyorum 2 haftadır. Benim de öğrencilerim onlar kadar becerikli... imkanları yok yalnızca. Bi dans yarışması olsun ben de benim pıncırlarımı yarıştırıcam. Bu arada Genç Mikrofondaki favorim Davutpaşa Lisesi. Hepsi çok başarılı ama devlet okullarında bu tür aktiviteler yürütmek 'herşey prosedürlere bağlı olduğu için' 5 kat daha zor. Bu yüzden devlet okullarında bu tür aktiviteleri yürütmek daha zor , imkan yönünden daha kısıtlı ama başarı olarak bunlara rağmen Davutpaşa Lisesi inanılmaz başarılı.

Bu arada Hafta içinde yine bilgi yarışmamız vardı.3. olduk Afferin bize...

Anneler günü için ne tür bi aktivite yapacağımı hala kararlaştırmadım ama bi çılgınlık yapıcam tuvalet kağıtlarıyla:)hehe

Hava hala kapalı veya yağmurlu veya rüzgarlı... Küreyi kızdırmaya devam edin siz... Daha neler görücez. Küçük büyük bütün akarsulara HES(hidro elektrik santrali) yapacaklarımış burda... Çok ciddiyim. Harun Tekine haber vericem.:)

Annem ünlüyo.(egecede çağırıyo) Gittim ben ... Mını mını yapcazda...

Sunday 3 May 2009

2 Mayıs


Bugün annemle kahvaltıdan sonra yürüyüş yapıp köye gittik. Hanifeciğim, havva teyzem, deryoş ve arzuyla vıdı vıdı yapıp yaktığımız kalorileri geri aldıktan sonra evimize tekrar yürüyerek döndük. Yani toplamda 10 km yürüdük. Sonra yolda yılın ilk dağ çileklerine rastlayıp topladık.


İl dışı yer değiştirme klavuzu yayımlanmış dün. 12sinde tercih dönemi başlıycak.Okudum ve uyuz bi filin içime oturmasına sebep oldum. 1 ay yüzünden 1 sene daha doğu görevi yapacak zorunda olmak çok canımı sıktı. Anadolu liselerine öğretmen alımı olmayacakmış gibisinden söylentiler bi daha canımı sıktı. Annem burda olsun bana bişey olmaz diyerek düzelttim moralimi. Hele bi açılsın tayinler o zaman karar veririz dedik. Şimdilik unuttuk o konuları.


Bugün çektim bu fotoyu da.Hayatımda ilk defa bu renkte ve boyutta bi tırtıl gördüm. Hormonlu bişiler yemiş sanırsam.
Pis tırtıl hain tırtıl niye yedin bizim yaprakları çıtır çıtır:)

Friday 1 May 2009

1 Mayıs

* Ulusal tatillere bi gün daha ekledik. :) Bütün avrupada tatilmiş zaten biz nası bu kadar bekledik bu konuda annayamadım:)

Bir de Türkiyedeki öğretmenlerin çok tatil yaptığı söylenir hep başka ülkelerle kıyaslanıp vıdı vıdı edilir. Avrupada eğitim dalında birinci ülke Finlandiya bile (ve biçok avrupa ülkesi) 2,5 ay yaz tatili, 15 gün christmas, 1 hafta easter, 2 gün bir mayıs başta olmak üzere daha adını sayamadığım bi dolu tatil yapıyo.

*Nimet Çubukçu bugün itibariyle yeni Milli eğitim bakanı oldu. Annemle adaş olması durumu olumlu kılsa da 1 ay geçmeden bişeyler söylemek çok zor. Gerçi 1 ay geçtikten sonra düşüncelerimi burda paylaşmam daha da zorrrr.

*Aslında bugünün en anlamlı önemli ve sevindirici olayı annemin gelmesiydi. 'HOŞGELDİN EMEKÇİ İNSAN' diye pankart açıp karşılamak geçti aklımdan ama sonra tırstım beni gösterici falan sanarlar diye.Lakin küçücük hopada akın akın insanlar bayrak ve pankartlarıyla
çığrınıyodu.

*Yves Rocher'ın gerçekten kaliteli bi ürün olduğu tarafımdan bi kez daha kanıtlandı. Fransayı sevmese de taktir etti.

*Dün Borçkada İ-NA-NIL-MAZ şiddette bi rüzgar vardı. 'Şöyle 5 kilocuk daha hafif olsaydım kesin yıkılırdım ki ideal kilomda olsam havada savurup çoruha atardı beni o rüzgar.' Dün o rüzgarda bi elimle etekle cebelleşirken diğer elimde alışveriş poşetleriyle demir köprüden geçerken bunnarı düşündüm. Bide Troy kitabındaki rüzgar tanrısı geldi aklıma kızınca esiyodu. Ne salakça.