Friday 31 October 2008

bla bla bla...

Geçen gün kardeşim çalışanlarının beline adım sayacı takan ve onları hergün 10000 adım atma zorunluluğu getiren bi şirketten bahsetti. Çok şaşırdım. Hayatımda ilk defa böyle bişi duydum. Cık cık cık insanlar ne kadar basitmiş gibi görünen ama önemli olan kıstaslar belirliyor yaaf dedim.

Sonra yine geçen gün raydan çıkanlar filmini isledim ve bi kez daha monica bellucinin o çikin adamla neden evlendiğini sordum. gerçi kalbi güzel olabilir tabi de.yaf bi insana sürekli tecavüzcü rolü mü verilir yaa. Tabiiki bööle düşünürümm. Bide o adamın oynadığı filmlerin sonu hep aynı mı bitiyo ne. Birthday girl de de raydan çıkanlardaki dümen dönüyoduu. yemezleerrr:P Gıcık oldum adama bi kere.
Yasemin mori dinnemeye başladım deli gibi. her dakka bırak bu rock'ın roll'u şarkısı geliyo aklıma. Alternatif rock seviyorsanız bence kesin bu hatunu beğenirsiniz.

Ben daha önce söyledimmi bilmiyorum ama Yves Rocher die bi bakım ürünleri markası var kiiii. Süpper. Ne o ne şu ne bu. Walla bu yaşıma kadar tek kullanabildiğim nemlendirici ve rimeli üretebildiklerine göre iş var bunnarda. özellikle vırta zırta alerjisi olan hassas insanlardansanız bi araştırın bence...

Prison break izleyenler varsa bişi sormak istiyorum.Sizde olaylara artık michale scofield mantığıyla yaklaşmaya başladınızmı? Dahiyemi dönüşüyorum psikopatamı bilemedim:)

Son olarak bir emre aydın dinleyicisi olarak gecenin bu saatinde hiç üşenmeden bütün linklerden mtv ödülleri için yaklaşık bi 20 tane oy vermiş olmanın huzuru var:) bizim müziğimizi dünya dinnemeliii....Linklere
http://www.emreaydin.org/ema.html

ulaşabilirsiniz..

Tuesday 28 October 2008

Dişşşşş

Öncelikle blogspotun engellenmesiyle ilgili bişiler söylememi beklemeyin söylemicem hiç bişi olmamış gibi yazımı yazıp gitçem... Benim buraya yazdıklarım hiç bişeyi değiştirmicek... Yazmıcam o yüzden...

Neyse ben hemen son 1 haftadır çekip bugün itibariyle kurtulduğum diş ağrılarımdan bahsetmek istiyorum. Ortaokuldan beri muutlaka senede bir dişçiye işim düşer benim. Hayır kader diil. Annem bana hamileyken kalsiyum kullanmamış kesin ondan. Çünkü kardeşimde kullanmış ve maşallah kendileri 22 yaşında olmalarına karşın 1 kez olsun diş doktoruna işi düştüğünü hatırlamam. Allah düşürmesin zaten. Anneannemin meşhur bi lafıyla konuyu bağliim hemen : Anamın ilki olacağına dağlara dilki olsaydım:) annayan annamıştır o yüzden açıklama yapmiciim.

Geçen gece saat 3 sularında inanılmaz bi diş ağrısıyla uyanan ben gargara ağrı kesiciler vs etki etmeyince oturdum diş ağrısını araştırdım ve böbrek ağrısından sonra en çok acı çektiren ağrı olduğunu peşinden doğum sancısının geldiğini öğrendim. Bugün anestesisiz oyulup doldurulan dişimden sorada kesinlikle acı eşiği yüksek biri olduğuma kanaat getirdim ve kendimi kahraman gibi hissettim ( ne kadar saçma dimi) ama tabi bunda doktorunda büyük etkisi var. Bide elden geçmesi gereken 6 dişim daha olduğunu öğrenip şoke oldum. Ama acısız sancısız hayat küelmiş yafu. Ekşisözlükte yazıyodu bu acıyı çekenler dişi ağrımayanları dünyanın en mutlu-huzurlu insanı sanır diye. Gerçekten böyle düşünüyo insan walla:)

Neyse delil eksikliğinden dolayı açılan bloğuma yazımıda yazdım rahat rahat uyuyabilirim. Çeşitli proxy ayarlayıcı sitelerden girenlere haber veriim ben yazılarımı yayınlamaya devam edicem kapansa bilen:) Durduramaz beni hiçbişi:)

Mutlu kalınnnn.

Birde CUMHURİYET BAYRAMINIZ kutlu vede mutlu olsun.

Sunday 19 October 2008

Dikkat! Seri katil çıkabilir!!!

Az önce ntvmsnbc'deki tek soruluk anketi çözdüm. Anket seri katillerle ilgiliydi ve bütün seri katiller soruya aynı yanıtı vermişti. Ben de aynı yanıtı verdim. Bu demek oluyoki bende seri katil potansiyeli var. Höyt öldürrüm haaa!!! sizde bi bakın bakiim ne düşüneceksiniz soruyla ilgili...


SORU:
Annesinin cenaze töreninde bulunan bir kadın son derece üzgündür. Derken hiç tanımadığı çok yakışıklı bir adamla tanışır ve ilk görüşte aşık olur. Annesinin ölümüne rağmen kadının keyfi yerindedir. Saatlerce konuşurlar ancak cenazeden sonra adam ortadan kaybolur ve kadın bir daha ondan hiç haber alamaz. İki hafta sonra kadın, kız kardeşini öldürür. Neden?

A. Çünkü adamın kız kardeşinin sevgilisi olduğu ortaya çıkar.
B. Adam aslında kadının kılık değiştirmiş kız kardeşidir.
C. Kadın, adamın bir aile dostu olma ihtimalinden yola çıkarak, tekrar bir cenazede karşılaşma umuduyla kız kardeşini öldürmüştür.
D. Kız kardeş aşk acısıyla ortaya çıkan öfkenin kurbanı olmuştur.

BU SORU NTVMSNBCDEN ALINMIŞTIRRR. yazarak kaynağını belirtelimde ayıp olmasın.


CEVAPLAR:
Eğer A, B veya D şıklarından birini seçtiyseniz seri katil olma potansiyeli taşımıyorsunuz. Tamamen aklı selim olduğunuzun bilinciyle rahatlayabilir ve hiçbir şey için endişelenmeden huzurla hayatınıza devam edebilirsiniz.

Eğer soruyu hemen cevaplayıp sonra cevap anahtarını görünce cevabınızı değiştirdiyseniz ya gerçekte ne olduğunuzu görmekten korkuyorsunuz ya da havalı olmaya çalışıyorsunuz.

C şıkkını seçtiyseniz, bu bir seri katille aynı şekilde düşündüğünüzü gösteriyor. Bu sorunun sorulduğu tüm seri katiller adamın bir aile dostu olabileceğini ve ikinci bir cenaze törenine katılabileceğini düşündü. Eğer adamı tekrar görebilmek için kız kardeşinizi öldürmeyi düşünüyorsanız, sandığınız kadar aklı başında biri değilsiniz.


Siz ne düşüneceksiniz bilmem ama yani ben katillerin öldürme nedeninin ne olabileceğinin düşünerek C dedim. Bence diğer şıklar çok saçma. yani o kadare film izliyos annayalım bi katil psikolojisini. hele Kusursuz cinayeti izleyince annadımki seri katillik genelde zeki ve mantıklı ama acımasız adamların yaptığı densizlik... Yannız şaka maka bööle bi gerildim tööbe tööbe.

Tuesday 14 October 2008

Ortaya karışık

Bunları yazmaya telefonumun melodisi radyoda çalmaya başlayınca(nil-bencil) telefonum çalıyo sanıp fellik feliik telefon arayıp ardından sesin radyodan geldiğini farkettikten sonra karar verdim...

Oldukça koşuşturmalı günler geçirmekteyim. hayır öyle aman aman işler projeler gerçekleştirsem neyse yaptığım önemli bişey de yok ama hani ne yaşarsanız yaşayın çok şey yapıyomuşunuz gibi gelir de aslında hiçbişey yapmamış olusunuz da bide kendinizi çok şey yapmış gibi hissedersiniz ya ükela ükela aynen o moddayım ve sanırım artık silkelenip çıkmalıyım...

Enn önce iananılmaz incelik gösterip bana bayram hedayesi (kitap-9-+magnet) gönderip beni accaip mutlu eden ümüte kocaman teşekkürlerimi sunuyorum. okumaya başladım yakın zamanda bitirip murathan mungan kitaplarına sarıcam bi süre...

Bestim Firendim gülşahım ve eniştem geçen hafta sonu beni ziyarete geldiler ve inanılmaz eğlenceli bi haftasonu geçirdik birlikte. Ben gülşahım ve filoma sahip olduğum için çok şanslıyım bi kez daha anladım bunu....

Uçurtma Avcısı adında kuzenim tavsiye ettiği 500 sayfalık kitabı 3 günde bitirip rekor kırdım ama bide bana sorun. Çok midemi bulandırıp çok ağlattı kitap beni... okuyun...

Prison break 4. sezonuna başladım. Hayırlı ossun sara yingemiz de canlandı yani senaristler direltmeye karar verdi:) tabi ilk bölümleriyle şimdiki prison breaki kıyaslamıyorum...

Okulda bit salgını var. Bi tanesi bana atlıcak diye ödüm kopuyo çünkü çocukken annem az bit ayıklamadı saçımdan. hep bana bulaşırdı şerefsizler:) temize bulaşır bit ondannnn!!! ama kendi gözlerimle gördüm bazı saçlarda bitler resmen çift kale maç yapıyodu... alllaaammm bütün örtmenler hatır hatur kaşındık gün boyu huylandığımızdan....

Yasemin Mori... yeni keşfetmiş olduğum sıradışı muzik yapan güzel sesli insan. ÖNERİLİR şiddetle... özellikle hem yarası hem tikeni olanlara...

Bu günnerde BAZI yazarlarda da rastladığım ivrenç dikkat çekme- reklam yapma taktiklerinden nefret ediyorum. Okuyucuları salak yerine koyup bunları farketmeyecek kadar aptal olduğumuzu düşündükleri için.. tamam mutlaka salak vardır da sen neden onlara hitap ediyosun be şerefsiz!!! tööbee tööbe...

Ben bu yazıyı keyifli bitirecem o yüzden hafta sonuna dair bi kaç foto ekliyorum hemen....

üç nokta...

Her halde bi blog yazarının hissettiği en iğrenç duygu yazacağı çok şeyi olupta yazamaması, toparlayamaması, yazmak istememesi veya zaman bulamamasıdır. Aynen bu ivrenç duygu içerisindeyim.

Dönüşüm muhteşem olucak diyorum=)

mutlu kalın!!!

Thursday 9 October 2008

Nazar (mı?)

Dün 1 aydır yanmayan (muhtemelen patladığı içün) gece lambamı diğer odadaki yanan gece lambasıyla değiştirmeye karar vermiştim. Kendiminkini başarıyla çıkarınca sıra diğer odadaki lambayı sökmeye gelmişti. Gittim sandalyeyi altıma çekip lambayı kıvırmaya koyuldum ama lamba bi garip olmuş böle gevşemişti. Heralde bozdum dedim bi bakiim bozmuşmuyum diye yarı sökük yarı takık gece lambasını hangi akla hizmetse yakiim diince PAAAAATTTTT diye bi ses çıktı. Ben bi yana lamba bi yana savruldu. Işıklar söndü. Elektirikler gitti. Ayşecik Çığlığımı duyup uykusundan uyanıp koştu. Ben sandalyeden düştüğümü falan geçtim lambanın paramparça olup odaya savrulduğunu ve onu nası temizliceeğimi düşünüyodum. Sigorta atmıştır sanıp baktık ama diildi. Ben inip ana şartele baktım ve diğerlerinden farklı olan anahtarı kaldıırdım. Döndüğümde elektrikler gelmişti. Ve sandığım gibi lamba paramparça olmamıştı. Çok şaşırdım . Çünkü ööle bi ışık saçılıp ses çıktıki annatılmaz yaşanır.

Bugün de külüstür ama hamdolsun işgören çamaşır makinemizin hassas programı olmadığından hassas kıyafetleri eli yüzü yamulmasın diye elimde yıkiim dedim. O çamaşırları elimde yıkadığım yetmezmiş gibi bide koca parfüm şişesini banyoda kırdım. heryer küçük küçük cam oldu. Böhüüü allahtan direncim sağlam yoksa walla ağlardım oturup çamaşırı falan bırakıp ama ööle yapmadım hem çamaşırları yıkadım hemde o camları elceezlerimle bir bir topladım ve temizledim.gerçi elim acuk buram buram parfüm kokuyo ama...

Neyse en son olarakta çamaşırları seriim derken kurutma odasındaki ütü masasını devirdim.

yok walla bu kadar şimdilik başka hasar yok hamdolsun.

Şimdi bu nazarmı? Biliyorum ben baştan beri sakar biriyim ama bu kadar diildi ya. Eğer bu şey nazarsa bu kem göz manyekmi ki bana değdi? nereme değdi? Tööbe tööbe... Neyse elemtere fiş kem gözlere şiş diip bu yazıya noktayı koymak istiyorum.

Nazarsız günner...

Nokta.

Monday 6 October 2008

Bayram Maceraları

Bayram telaşesi kadir gecesi ertesi başladı bizde çünkü yıllık horanta toplatısı için ramazan bayramı uygun görüldü bu sene ve türkiyenin 4 bir yanından cumartesi günü anneannemin evinde bulışmak için yahyalıya gittik. Bu resimde görünenler kabak. hani kabak çekirdeğinin olduğu kabaklar varya onnardan. Ramazanda bunnarı toplayıp ayıklamayı gözleri yemeyen insanlar bekletiyolar yavruları tarlada. Herşey bayramdan sonraya ertelenmiş durumdaydı zaten. Elma toplama, bahçe sulama, ceviz çırpma, kabak ayıklama. Amma velakin benim dayım ve ananem azıcık( ilk defa bi şeyi olduğundan daha küçük tarif ediyorum) kurtlu olduğundan bayramın 2. günü 300 kasa elma topladılar, ramazan bitmedende cööz (ananem cevize cööz der) çırpıldı kurtlamasın diye anneannemin ısrarlarına dayanamayarak...



Yukardaki sarmayı ve tepsi mantısını ben yaptım:) diince hadi lennnnn dediğinizi duyar gibiyim tabi ben de yaparım ama nası hastaydım nası hastaydım 18 saatlik yolculuğun üstüne grip olunca zombiye döndüm. Hatta otobüs muavini yanıma kayseriye geldiğimizi söylemek için geldiğinde kulaklarımın hastalık sonucu tıkanmasıyla adama 4 defa aynı cümleyi tekrarlatınca adam suratıma salakmışım gibi bakmazmı. Dehşet gururum incindi o bakışlara burnumun tıkanmış olmasıyla otobüste horul horul uyumamında etksi var gibi.

Sanırım ilk defa bi seyahat öncesi bu denli tedbirsiz davrandım. resmen takır takır takırdadı dişlerim soğuktan walla. ertesi gün de kar yağdı zaten erciyese. Kemal Amcacım bir ricamla hiç tereddüt etmeden yokuşta benim erciyes fotoğrafları çekmemi bekledi.
Bu benim ilk gün batımı fotom. çok enteresandır toz pembe bana hep gün batımını hatırlatır.
Kızların fotolarını bu yazıya koymasaydım çok vıdı vıdı duyacaktım biliyom. Bu resimde ilgi odağı güzeller güzeli hatun benim anneannem. Onu ablukaya alanlarda kuzenlerim:)Her poza potansiyel blog resmi olaraktan sırıtıyolar. Şimdinin çocukları her bi halttan annayıp sinir ediyo beni. şaka bi yana bu kızların hepsinin zekası bana çekmiş maşallah biri tıpçı, biri türkiye birincsi, öbürü 3 yaşında okuyup yazıyo, diğeride sınıf başkanı:)
Walla 19 kişilik bi horantayla resimden de anlaşılacağı gibi şeker tadında, bayram gibi bi bayram geçirdim. Sadece kardeşimsiz ilk bayram oluşu garip geldi azıcık. Senin yerine de tükettim ablacım ben şekerlerden:) Kusana kadar şeker yedim walla. Kilo ne? Nasıl oluşur?

lahana hapımı alsamki?:! çok pis zayıflatıyomuş yeminnnen:)