Thursday 22 April 2010

Muse, Marsis, Stockholm Syndrome

Sabah akşam Muse ve Marsis dinliyorum bu aralar. Muse maceram New Born şarkısıyla başladı ve diğer şarkılarını dinleyince 'Allam ben nası bu grubu daha önce dinlemedim' şeklinde gelişti.

Marsis... Cuma günü konserine gideceğim Karadenizli süpper grup. Tabi burada yaşadığım için lazca, gürcüce ve karadeniz şivesiyle söylenen şarkılar benim kulağıma artık tuhaf gelmekten öte anadilimmiş gibi gelmeye başladı. İlk geldiğim yıl nası dinliyolar bunu dediğim şarkıları hayran hayran dinlemeye başladım ama Marsisin bütün şarkılarını dinlemiş biri olarak şarkıların kesinlikle çok sağlam olduğunu düşünüyorum. Bunun üzerine bide keyifli bir canlı performans izlersem muhteşem olucak inşallah. Onun heycanı sarmış durumda zaten.

Stockholm sendromu diye bişey olduğunu öğrendim dün. Rehinenin kendisini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanması olarak özetlenebilecek psikolojik durumu anlatan terimmiş. Rehin alan kişinin rehineye bağlanması veya hoşlanması da Lima sendromu oluyomuş.

Garip gelgitler yaşadım bugün. Güldüm, ağladım, yorulduktan sonra 2 saat durmaksızın tepindim, şimdide uykum var ama uyumak istemiyorum.

iyi geceler

1 comment:

yazmak_eylemi said...

marsis konusundaki zevkine katılıyorum buketim. Geçenlerde konserlerine ilişkin takvim ve güzergahı görünce gidip de sallanmak, tepinmek vardı şimdi diğimi itif eteliyim; ama oğluşuma değer..))))) benim yerime de ğlen tamam mı..)))))